Psödohalüsinasyon
terimi Amerikan literatüründe kullanılır. Hastanın halüsinasyonlarla ilgili
içgörüsü olduğu durum için kullanılmaktadır. Genel olarak doğru bir terim
olmadığı söylenir.
Tarihsel
olarak Sokrates, Jand Arc, Luther, Pascal, William Blake, Bunyan, Napolyon, Rafael,
Goethe halüsinasyon gördüğünü açıklayan ünlü kişiler olarak bahsediliyorlar.
Bunlardan
Sokrates MÖ 4. yüzyılda yaşamış antik Yunan filozofudur. Öğrencileri olan
Platon ve Aristo’nun eserlerinde hayatı hakkında bilgi edinilmiştir. Kendi
deyimiyle çocukluğundan beri içinde olan bir ses, onu eyleme zorlamayan, ayrıca
pek çok kere kendisine yol gösteren bir iyi daimon-cin ile iletişim halinde
idi. Bu açıklama kimi kaynaklarda Sokrates’in görsel halüsinasyon gördüğü
şeklinde yorumlanmaktadır. Daimon eski Yunancada farklı anlamlarda kullanılan
bir terimdir. Platon’a göre daimonlar tanrılarla insanlar arasındaki
aracılardı. Hem tanrıların mesajlarını ileten ulaklar, hemde insanların
tanrılara yolladıkları elçilerdi. Duaları, büyüleri taşırlardı. Bazen kısa süreliğine
göze görünebilirlerdi. Daimon vicdanın sesi veya düşünce formları anlamında da
kullanılmıştır. Bu Sokrates’in kişiliğinin önemli bir unsuru idi. Bu ilahi
gücün kendisini başkalarının işlerine “müdahale ederek” onları eğitip tavsiyede
bulunmaya zorladığını iddia ediyordu ve bu ilahi işaret yüzünden ortaya yeni
ilahlar çıkararak Tanrı’ya saygısızlık etmekle suçlandı. Bu cin bir savunma
planlamasına teşvik etmiyordu. Sokrates bu nedenle yaklaşan ölüm cezasının
kendisi için olumlu olduğunu öne sürmüştü. Kısacası bu cin Sokrates’in felsefi
yaşamı ve eylemlerinde çok önemliydi. Daimon Avrupa’ da demon sözcüğüne
dönüşerek cin ve şeytan anlamında kullanılmıştır